12 Şubat 2015 Perşembe

köy yumurtası fiyatları,ndan islam bilgisi1

 köy yumurtası fiyatları


köy yumurtası fiyatları,ndan islam bilgisi1 evet arkadaslar sizler icin köy yumurtası fiyatları devam olarak cok calısmaya devam ederken sizinde bildiginiz gibi köy yumurtası fiyatları diyorki bir müddet Bağdâdda kaldım. Sonra, Londraya dönmek için emr geldi. Ben de döndüm. Londrada sekreter ve ba’zı nezâret mensûbları ile görüşdüm. Onlara uzun seferimde yapdıklarımı ve müşâhedelerimi anlatdım. İrâkla alâkalı ma’lûmâtlarıma çok sevindiler ve memnû-niyyetlerini bildirdiler. Dahâ önce gönderdiğim raporu da görmüşlerdi. Safiyye de, benim raporuma mutâbık bir rapor yollamış. Yine öğrendim ki, her seferimde, nâzır-lığın adamları, beni ta’kfb etmişler. Onlar da, gönderdiğim raporlara ve sekretere anlatdıklarıma mutâbık raporlar vermişler.
Sekreter, Nâzır ile görüşmem için bana vakt verdi. Nâzın makâmında ziyâret etdiğimde, beni İstanbuldan döndüğüm seferden farklı bir şeklde karşıladı. Kalbinde, müstesnâ bir yer işgâl etmiş olduğumu anladım.
Nâzır, Necdli Muhammedi elde etdiğime çok memnun oldu. (O, nâzırlığımızın aradığı bir silâh idi. Ona her nevi’ sözü ver. Bütün mesâ’in, sâdece onu elde etmek için olsa dahî değer) dedi.
Ben de: (Necdli Muhammed için çok endîşeli idim. Zîrâ fikrinden dönmüş olabilir) dedim. (Kalbin râhat olsun. Ondan ayrıldığında sâhib olduğu fikrlerden dönmemiş-dir ve İsfahanda nazırlığımızın câsûsları, onunla görüşmüşler, nâzırlığa onun bozulmadığını haber vermişlerdir) dedi. Kendi kendime dedim ki: (Necdli Muhammed nasıl sırlarını başkasına anlatabilir)? Bunu nazıra sormağa cesâret edemedim. Fekat, sonra Necdli Muhammed ile görüşdüğümde anladım ki, İsfahanda Abdülkerîm isminde bir adam onunla görüşmüş.Nazırlığa, yeni emrleri almak için gitdiğimde, karşımda, güleryüzü ve uzun boyu ile sekreteri gördüm. O kadar sıcak elimi sıkdı ki, bundan, bana olan sevgisi zahir oluyordu.Bana: (Nâzırımızın ve müstemlekelerle vazifeli hey’e-tin emri ile, sana çok mühim iki devlet sırrı söyleyeceğim. İlerde, bu iki sırdan çok istifâden olacakdır. Bu iki sırrı, kendilerine tam i'timâd edilen, birkaç kişiden başka kimse bilmez) dedi.Elimden tutarak, Nâzırlığın bir odasına götürdü. Bu odada çok câzib bir şeyle karşılaşdım: Yuvarlak bir masanın etrâfında (10) adam oturuyordu. Onların birincisi, Osmânlı pâdişâhının kıyâfetinde idi. Türkçe ve İngilizce biliyordu. İkincisi, İstanbuldaki Şeyhul-islâmın kıyâfetin-de idi. Üçüncüsü, îrân Şâhının kıyâfetinde idi. Dördüncüsü, îrân serâyındaki vezirin kıyâfetinde idi. Beşincisi, şî’îlerin tâbi’ olduğu Necefdeki en büyük âlimin kıyâfe-tinde idi. Bu son üç kişi, farsça ve İngilizce biliyorlardı. Bu adamların her birisinin yanında, onların söylediklerini yazmak için, birer kâtib bulunuyordu. Bu kâtibler aynı zemânda, bu adamlara, câsûsların İstanbul, îrân ve Necefdeki, onların aslları olan beş kişi hakkında topladıkları ma’lûmâtı bildiriyorlardı.
Sekreter: (Bu beş kişi, oralardaki beş kişiyi temsil ederler. Onların ne düşündüklerini anlamak için, aslla-rı gibi yetişdirdik. Biz İstanbul, Tahran ve Necefdekiler-le alâkalı elimize geçen bilgileri, bunlara bildiriyoruz. Bunlar da, kendilerini oradakilerin yerinde kabûl eder. Biz onlara soruyoruz, onlar da bize cevâblandırıyor. Bizim tesbîtimize göre, buradakilerin cevâbları, oradakilerin cevâblarına yüzde yetmiş mutâbıkdır.İstersen, tecribe mâhiyyetinde bir şeyler sorabilirsin. Nasılsa, dahâ önce Necef âlimi ile görüşmüşdün) dedi.Beni kast ediyor] kardeşiyim. Sizin hakkınızda ne biliyorsa hepsini bana söyledi) diyerek, Necdli Muhammedi aldatmış ve onun sırlarını öğrenmişNecdli Muhammed bana: (Safiyye benimle İsfahana geldi ve iki ay dahâ, onunla müt’a nikâhı ile yaşadık. Abdülkerîm de, benimle Şirâza geldi ve Safiyyeden dahâ güzel ve dahâ câzib Âsiye isminde bir kadın dahâ buldu. O kadınla da müt’a nikâhı ile, hayâtımın en neş’e-li dakikalarını geçirdim) dedi.Dahâ sonra öğrendim ki, Abdülkerîm, İsfahan havâ-lîsinden Celfa’da oturan, nâzırlığın hıristiyan bir ajanıdır. Âsiye ise, Şirâz yehûdîlerinden olup, nâzırlığın başka bir ajanıdır. Dördümüz, Necdli Muhammedi ileride kendisinden bekleneni en güzel bir şeklde yapabilecek sûret-de yetişdirdik.Ben, hâdiseleri Nâzıra, sekreter ve tanımadığım iki Nezâret mensûbunun huzûrunda anlatınca, Nâzır bana: (Sen nâzırlığın en büyük madalyasını hak etdin. Zîrâ sen, nâzırlığın en mühim ajanları arasında birincisin. Sekreter sana, vazîfende yardımcı olacak bazı devlet sırları söyleyecek) dedi.Sonra, âilemle görüşmek için, bana on günlük izn verdiler. Ben de, doğru evime gitdim. Bana çok benziyen oğlumla en tatlı dakikalar geçirdim. Oğlum ba’zı kelimeleri konuşuyordu ve o kadar güzel bir yürüyüşü vardı ki, o yürürken, sanki benim vücûdümden bir parça yürüyor gibiydi. Bu on günlük iznim çok sevinçli ve neş’eli geçdi. Sevincimden sanki uçacakdım. Vatanıma ve âileme kavuş-makdan, büyük bir haz duydum. Bu on günlük izn içinde, beni çok seven ihtiyâr halamı da ziyâret etdim. Halamı ziyâret etmem çok iyi oldu. Zîrâ, ben üçüncü sefere çıkdıkdan sonra, hayâta veda’ etmişdi. Onun vefâtına çok üzülmüşdüm.Şeyh-ul-islâmın benzerinin yanına yaklaşdım ve ona dedim ki: (Halîfeye itâ’at etmek farz mıdır?), (Evet vâ-cibdir. Allaha ve Peygambere itâ’at etmek farz olduğu gibi, bu da vâcibdir) dedi, (Bunun delîli nedir?) dedim. Ce-vâben dedi ki: (Cenâb-ı Allahın bu âyetini duymadın mı? (Allaha, Onun Peygamberine ve sizden olan ülül emre itâ’at ediniz)^^^ Ben, (Allah bize, askerine Medîneyi yağmalamayı halâl eden ve Peygamberimizin torunu Hüseyni öldüren halîfe Yezîde ve içki içen Velîde ita’ât etmeği emr eder öyle mi?) dedim. Cevâbı şuydu: (Oğlum, Yezîd Allah tarafından Emîr-ül-mü’minîn idi. Hüseyni öldürmeği emr etmedi. Sen, şi’îlerin yalanlarına inanma! Kitâbları iyi oku! Hatâ yapdı. Sonra tevbe de etdi. Me-dîne-i münevvereyi yağmalamayı halâl edişinde isâbet et-mişdir. Çünki, Medîne halkı azıp bâgî olmuş ve itâ’ati bı-rakmışdı. Velîde gelince, evet o fâsık idi. Halîfenin yap-dıklarını taklîd değil, şerî’ate uygun olan emrlerine itâ’at etmek vâcibdir.) Bunları hocam Ahmed efendiye de, dahâ önce sormuş ve az bir fark ile aynı cevâbları almış-dım.Sonra, sekretere dedim ki, (Bu benzer kimseleri hâzır-lamanın hikmeti nedir?) Bana: (Biz bu üsûl ile sultânın ve şî’î olsun, Sünnî olsun, müslimân âlimlerinin düşünce kâ-biliyyetlerini öğreniyoruz. Siyâsî ve dînî mevzû’larda, onlar ile mücâdele etmemize yardımcı tedbîrler bulmağa çalışıyoruz. Meselâ, düşman askerlerinin hangi tarafdan geleceğini bilirsen, ona göre hâzırlanır ve askerlerini uy-' gun yerlere yerleşdirirsin ve onu perîşân edersin. Fekat, onun ne tarafdan saldıracağını bilmezsen, askerlerini her tarafa gelişigüzel dağıtır ve mağlûb olursun. Aynen öyle, müslimânların, dinlerinin ve mezheblerinin hak olduğuna dâir getirecekleri delîlleri bilirsen, onların delîllerini çürütebilecek karşı delîller hâzırlaman mümkin olur ve o karşı delîllerle onların akîdelerini sarsabilirsin) dedi.köy yumurtası fiyatları sizin icin sundu.



köy yumurtası fiyatları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder