9 Şubat 2015 Pazartesi

köy yumurtası üretiminden islam bilgisi3

 köy yumurtası üretimi


köy yumurtasınden islam bilgisi3 bugün sizler icin köy yumurtası üretimi sizler icin hazırladı ve köy yumurtası üretimi diyorki O zemâna gelinceye kadar haça gerilen, boğulan ve yağlı kazıklara oturtularak öldürülenler, yirmibin kişi idi. Bu papaz, Teodoranın Cenneti kazanması için bu mikdârı çok az bulmuşdu.Her tarafda, her asrda piskoposluk ve patriklik kavga ve münâkaşalarında yapılan harblerde öldürülenleri de, azın azı olarak yirmi bin kişi kabul edebiliriz.Haçlı seferlerininl'l devâm etdiği ikiyüz sene zarfında, hıris-tiyanların öldürdüğü hıristiyan nüfûs, iki milyon tahmîn olunuyorsa da, biz tevâzuan bir milyon kabûl edelim. (Mukallid-is su-yûf) ta’bir edilen papazlardan bir kısmının, haçlı harbleri sırasında, Baltık denizi sâhillerinde yağma ve çapulculuk yaparlarken kati etdikleri hıristiyanlar, en az yüzbin idi.
Lanokduk aleyhinde papanın harb i’lân etmesinde, öldürülüp, cesedleri ortada kalan ve ateşlerde yakılıp, külleri uzun zemân ortada bırakılan insanların sayısı yüz bindir.

Papa yedinci Greguardan beri, imperatorlar aleyhinde yapılan harblerde öldürülenler, ellibindir.

Batı ehâlîsinin dinden çıkanları mes’elesinde, ondördüncü asrda öldürülenlerin sayısı, elli bindir.

Bu vak’anın akabinde, Johos ve Cirum ismindeki iki papazın ateşde yakılması üzerine, zuhûr eden muhârebelerde öldürülen hıristiyanlar, yüzelli bin kişidir.

Bu büyük vak’aya nisbet ile, Merbondol ve Gaberir katliâmları mühim değil ise de, bunlarda öldürülen insanların bir kısmı ateşde yakılmış ve henüz annelerini emen küçük yavrular, ateşlere atılmış, kızların ırzlarına ve nâmûslarına tecâvüz edildikden sonra, parça parça doğranmışlar, ihtiyâr kadınların ferclerine barut doldurularak havaya uçurulmuşlardır. Bütün bunlar, hıris-tiyanlar tarafından yapılmış ve bu şeklde öldürülen insanların sayısı onsekiz bine ulaşmışdır.

Papa onuncu Leyondan dokuzuncu Kalmana gelinceye kadar, hıristiyan hâkimlerin koyduğu kâidelerin tatbikinden ve açıkdan cellâd ile kesilen papaz ve avâm ve prenslerin başları ve çeşidli memleketlerde ateşlere atılarak yakılan cesedler ve Almanya, Fransa ve İngilterede cellâdların kesmekle usandıkları nüfûs ve Lutherin (İşâ-i rabbânî yaparak tanrı ile birleşmek yokdur ve okunmuş su (vaftiz) uydurmadır)

den ve ihtilâflardan dolayı hâsıl olan otuz ihtilâlde ve Sent Bar-telmi katliâmında ve İrlanda şehrlerinde ve başka yerlerde meydâna gelen umûmî katliâmlarda öldürülenler, üç milyondan fazladır. Fakîrliğe ve zillete itilmiş hânedân ve meşhûr sülâlelerden başka, en az iki milyon mazlûm öldürülmüşdür.

Engizisyon mahkemeleri denilen, papaz cem’iyyetleri tarafından kati edilen, çarmıha gerilen ve yakılanların sayısı, beş milyon ikiyüz bindir.

Amerikada, hıristiyanlık uğruna kati edilen yerli ehâlîiçin, iş bu kitâbm müellifi, beş milyon nüfûs zikr etmiş ise de, Laskas piskoposunun bildirdiğine göre, öldürülenlerin adedi, oniki milyondur.

Hıristiyanlığı Japonyaya yaymak için gönderilen, misyoner papazların ekdikleri fitne tohumları netîcesinde çıkan ihtilâl ve muhârebelerde telef edilen nüfûs, üç milyondur.

Bütün bunlarda kati edilen insanların yekûnu, yirmi beş milyona yakındır.

Bu kitâbı neşr eden târîhci, bildirdiği rakamların doğruya nisbetle çok aşağı olduğunu i’tiraf ederek der ki, (Ey benim ki-tâbımı okuyan AvrupalIlar! Eğer senin evinde soyunun şeceresi mevcûd ise, bir kerre onu gözden geçir. Elbette baba ve dedelerinin içinde, din kavgasında öldürülmüş yâ bir maktûl, yâhud bir başkasını öldürmüş bir kâtil bulursun. Sâdece İrlandada ka-tolikler tarafından yüzelli dört bin protestanın kati edildiği, İngiltere parlamentosunun 1052 [m. 1643] senesi haziranının yirmi beşinci gününde yazılmış olan i’lânnâmesinde bildirilmişdir.) Ki-tâbdan terceme burada temâm oldu.

Katolikler, diğer milletlere ve bilhâssa orta çağ sonlarında protestanlara karşı bu mezâlim ve eziyyetleri yaparken, protes-tanlar da, diğer yanaklarını tutmamışlardır. Ellerinden gelen kan dökücülüğü yapmakdan geri kalmamışlardır. Hattâ, ba’zı def’a-1ar katolikleri geride bırakmışlardır. İngiliz katoliklerinden Thomas, 1267 [m. 1851] senesinde basılan, (Mir^ât-i sıdk) kitâ-bınm kırkbir ve kırkikinci sahîfelerinde diyor ki, (Protestanlar, ilk zuhûrlarında, altıyüz kırkbeş imâret, doksan okul, ikibin üçyüz kilise ve yüzon hastahâneyi soyup, yağma etdiler. Buralarda oturan, binlerce miskin ve ihtiyân öldürdüler. Ayrıca, ölülere dahî el uzatıp, kefenlerini soydular.) Elli ikinci sahîfesinde de, (Protestanlar, katolikler aleyhinde, adâlet ve hakkâniyyetden uzak, yüzden çok kanûn çıkardılar. Bu kanûnlar îcâbı, katolik mezhebinde olanlar, protestanlardan mîrâs alamadılar. Onsekiz


daki ba’zı târîhî ma’lûmatı da yazmışdır. Müslimân kardeşlerimize bir hâtıra olmak üzere, kısaca terceme edilerek buraya yazıldı:

650 [m. 1251] senesinde, sonradan papalık da yapan Novati-anus ismli bir papaz ile, Cornelius ismindeki diğer bir papaz arasında Komada bir anlaşmazlık ve münâkaşa çıkdı. Kartacada da, Siprin ve Nevât ismindeki iki papaz arasında makâm mücâdelesi ortaya çıkdı. Böylece, Roma ve Kartacada bunların taraf-dârları arasında çıkan kavgalarda pek çok kimse öldürüldü. Bu öldürülenlerin sayısı ma’lûm olmamakla berâber, mübâlağasız iki-yüz bin olduğu tahmfn edilmekdedir.

Hıristiyanlar Birinci Kostantin zemânmda düşmanlarından in-tikâm almak fırsatını bulur bulmaz, imperator Galerenin (Gale-riusun) oğlu genç Kottidini ve imperator Maximinin (Eaximinus) yedi yaşındaki bir oğlunu ve bir kızını öldürdüler. İmperatorun hanımını ve bu iki çocuğun annelerini serâydan uzaklaşdırıp, Antakya sokaklarında sürüklediler. Dahâ sonra, hepsini nehre atarak boğdular. İmperator Galeriusun zevcesi Selânikde i’dâm olunup, denize atıldı. Bu karışıklıklar sırasında, pek çok insan kati edildi. Bunların sayısı tam tesbit edilememişse de, ikiyüz bin kişi olduğu tahmîn edilmekdedir.

Donat isminde Afrikada bir fırka kurarak, üçyüz târihlerinde Roma kilisesine karşı gelen iki papazın, sebeb olduğu ihtilâllerde, papazların, kılıç ile öldürmeğe müsâ’ade etmeyip, topuz ile başları ezilerek kati edilen nüfûsun mikdârı dörtyüzbin kişi olduğu tahmîn edilmekdedir.

Teslîs inancının iki unsuru olan. Baba ile Oğlunun maddî olarak tam birleşdikleri husûsunda, İznik meclisinde verilen karar üzerine, hıristiyan memleketlerinde meydâna gelen münâkaşalar ve çarpışmalar, bütün târîhlerde mevcûddur. Bunlardan çıkan ateş ve ihtilâl. Roma hükümetinin her tarafını def’alarca yakmış ve dörtyüz sene kadar devâm etmişdir. Bu karışıklıklarda helâk ve zelîl olan yüzlerce hâncdân hesâba dâhil olmıyarak, sâdece öldürülenlerin mikdârı, takrîben [yaklaşık olarak] üçyüzbindir.

Anganoglest ve Angolater karışıklıklarında helâk olanlar da, altmış bin kişidir.

İmperator Teokyilin zevcesi Teodoranın hükümeti zemânın-da, şerrin varlığını isbât için, hayr ve şerrin iki asi olduğu i’tikâ-dında bulunan, Manez fırkasından bin kişi kati edilmişdir. Çün-ki Teodoranın günâhını çıkaran papaz, bunun Cennete girmesi için, sapık fırkada olan kimselerin kati edilmesi lâzım olduğunu

yaşından sonra protestan olmıyanlara, arâzî verilmedi. Katolik-lere mekteb açmak için izn verilmedi. Va’z veren katolik papazlarını, habs eldiler. Vergilerini andırdılar. Katolik mezhebi üzere âyin yapanları, para cezâsına mahkûm eldiler. Papaz olursa, ye-diyüz rubye alıp, habs eldiler. İngillerenin dışına okumağa gidenleri, İngiltere hâricinde kati edip, mallarını ellerinden gasb eldiler. Protestanların belli günlerdeki âyinlerinde hâzır bulunmıyan katolikleri para cezâsına çarpdırdılar. Neticede, katolik âyinlerinden bir şey icrâ etdirmeyip, silâhlarını topladılar. Onları ata bindirmediler. Papazlardan, protestan olmıyanları ve onları evlerinde misâfir olarak saklıyanları da, öldürdüler. Katoliklerin şehâ-detleri kabûl edilmedi. İngiltere kraliçesi Elizabeth^İ, Protestanlığı İngilterede yaymak ve yükseltmek, rûhânîmakâmını kendisi deruhda etmek için katoliklere her dürlü zulm ve haksızlığın yapılmasına izn verdi. [Bu zulmlerde kendisi de reislik yapdı.] Sâdece meşhûr şahslardan ikiyüz dört kişiyi cellâdlar eliyle i’dâm et-dirdi. Hapishânelerde doksanbeş tane piskopos rütbesindeki katolik papazı öldürtdü. Bazı katolik zenginler, ömr boyu habs edildi. Protestanlar, rastladıkları katolikleri kırbaç ile döverlerdi. Hattâ, îskoçya kraliçesi Estorat, katolik olduğu için, uzun müddet habs edildikden sonra, cellâd eliyle i’dâm edildi. Yine kraliçe Elizabeth zemânmda, katoliklerden ilm sâhibi olanlar ve rûhbanlar, gemilere doldurularak denize atılıp boğuldular. Kraliçe, İrlandada bulunan katolikleri protestan yapmak için, üzerlerine asker gönderdi. Kiliselerini yakdılar. İleri gelenlerini öldürdüler. Ormana kaçanları, vahşî hayvanlar gibi avladılar. Protestanlığı kabûl edenleri, kabûl etdikden sonra, yine kati eldiler. Parlamento, 1643 târîhinde, katoliklerin mallarını ve arâ-zîlerini zorla ellerinden almak için me’mûrlar gönderdi. Bu hâl, kral Ceymis zemânma kadar böyle devâm etdi. Çünki bu kral, 1099 [m. 1687] senesinde katoliklere merhamet etdi. Fekat protestanlar, buna kızarak kırkdört bin kişiden meydâna gelen bir topluluk ile, krala dilekçe verdiler. Zulm kanûnlarmın devâmını istediler. Fekat parlamento, Protestanların bu arzûlarına i’tibâr etmedi. Bunun üzerine protestanlardan yüzbin kişi birleşerek Lond-radaki katolik kiliselerini ve katolik mahallelerini yakdılar. Hattâ, bir mahallede otuzaltı yangın görüldü) demekdedir.

İslâmiyyetin, cihâd husûsunda, uyulmasını emr etdiği adâlet ve insâf yolu budur. Müslimânlann ve hıristiyanların târîhlerini ve şimdiye kadar yapdıklannı, bir terâzîye koyup, insâf ile hükm etmelerini, akl ve idrâk ehlinin vicdanlarına havâle ederiz.

Yukarıda bildirilenlerden açıkça anlaşılıyor ki, İslâm dîninin sür’at ile yayılması, zor ile ve dünyâ malına tama gibi sebebler-den olmamışdır. İslâmiyyetin sür’at ile yayılması, hakîkî ve en son din oluşu, hakîkî ve umûmî bir adâleti [ilmi, çalışmağı, merhameti, güzel huylu olmağı emr etmesi ve insanların fıtratlarına tam uygun bir din oluşundandır. Çünki, islâmiyyete uyanların, ona tam tâbi’ olup, emrlerini yerine getirenlerin, çok kısa zemânda maddeten refâh, rûhen huzûr içerisinde olduğunu, papazlar da kabûl ve i’tirâf ederek, (Evet, putperest ve bedevî olan arablar, islâmiy-yeti kabûl etdikden sonra, çok kısa bir zemân içerisinde rûhen yükselmiş, ilm, san’at ve medeniyyetde çok ileri giderek, dünyâya hâkim olmuşlardır) dediklerini, kitâbımızın başında bildır-mişdik. Keşki birazcık insâf edip, müslimânlann bu terakkîleri-nin, en son ve en kâmil din olan islâmiyyete ve onu teblîg eden, en son Peygamber Muhammed aleyhisselâma uymaları sebebi ile olduğunu anlasalardı, se’âdete kavuşurlardı.]

Sâdece kılıç korkusu ile din değişdirmek kolay olsaydı, kato-likler ile protestanlar arasında, milyonlarca insanın kati edilmesine sebeb olan harbier olmazdı. îmân esâslarında, büyük bir yakınlık olmasına rağmen, ne katoliklerin zorlamaları ve taz-yîkleri protestanlan kendi îmânlarından döndürebildi, ne de Protestanların vahşîce zulmleri, İrlanda adasındaki katolikleri îmânlarından ayırabildi.

(Birkısm insanlar cizye vermemek için İslâm dînini kabûl et-di) denilirse, yukarıda tafsîlâtını beyân eldiğimiz gibi protestanlar, dinlerine giren kimselere en az yarım kese gümüşden, beşbin kuruşa kadar maâş tahsîs etdikleri ve uzun senelerden beri İslâm memleketlerinde bu kadar çalışdıkları hâlde, ismi bilinen ve dînini ve kendini bilir kaç müslimânı, protestan yapabilmişlerdir? Hâl böyle iken, (Hıristiyanlar, senede bir defa verdikleri cizye ismindeki beş-on kuruşa tama’ederek islâmiyyetikabûl eldiler) demek kadar, ahmaklık, câhillik ve inâdcılık olamaz.

[Burada papazların unutdukları veyâ söylemek istemedikleri bir diğer husûs da, gayr-i müslimlerden cizye alınağı emr eden islâmiyyet, müslimânlann da, zekât ve uşr vermelerini emr etmiş-dir. Müslimânlann vermiş olduğu zekât ve uşr, gayr-i müslimle-rin vermiş olduğu cizyeden kat kat fazladır.

deli olacakdır: Bir devlet, bir millet, çok mütevâzî ve nâzik olursa, düşman devletlerin hücumuna uğrar, onların tama’larını üzerine çeker. Düşman devletler, bu milletin tevâzu’unu, nezâketini, aczine ve korkaklığına vererek onlara saldırır. Târih, bu sözlerimizin binlerce misâli ile doludur. İslâmiyyetde, cihâda hâ-zırlanmak emri olmasaydı, müslimânlann etrâfında olan düşmanlan, müslimânları ve islâmiyyeti yok etmeğe çalışacaklar ve onlara saldıracaklardı. Günümüzde de, dünyâ devletleri, bütçelerinden en çok parayı, müdâfe’a ve harb sanâyı’ine ayırmakda-dırlar. Hattâ, açlık, kıtlık ve fakirlik bulunan devletler dahî böyle yapmakdadır. Bu, bir devletin bekâsı ve vatanın muhâfazası için şandır. Cihâd emrinin olmamasını, dinlerinin fazîleti için delîl getiren hıristiyan devletler kuvvetlenince, İslâm memleketlerine ve diğer za’îf milletlere saldırmış, onları istîlâ etmiş, yıllarca zulm etmiş ve sömürmüşlerdir. Bu zulmde, bilhâssa İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya çok ileri gitmişlerdir. Hâl böyle olunca, hıristiyanlıkda cihâd emrinin olmaması sözü nerede kal-mışdır. Papazlara bunu soruyoruz...köy yumurtası üretimi sizler icin sundu.




köy yumurtası fiyatları, köy yumurtası fiyatı, köy yumurtası üretimi,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder