6 Mayıs 2015 Çarşamba

atak-s tavuğu ile osmanli tarihi

atak-s tavuğu

köy yumurtası ile osmanli tarihi evet arkadaslar bugün köy yumurtası sizin icin güzel bilgiler hazırladı ve sizlere bu güzel yazıları hazırladı ve sizin icin atak-s tavuğu diyorki Çekili isyanları genellikle Haçova sa\-aşından sonra askerden kas^anlann ^zalandınlmasına bağlanırsa da, bu doğru değildir ve A\oısturya (1593-1606) üe girişüen ve uzun süren harpler OsmanlI düzenini iyice yıpratmıştı. İdaki aşın nüfiıs artışı ve enllas>'on Osmanlı düzenini tamamıyla alt üst etti. X\l. >’üz>'il sonlannda 5u bahsettiğimiz sebeplerden meydana gelen buhran ortamı celaliMği ortaNU çıkardı. İşsiz sekban ve leventler, timanm ka>betmiş sipıahLİer, geçinemedi-ğinden köyünü terkeden gençler ve sistem çöktüğünden okullarım bırakmak zomnda kalan medrese öğrencüeri (suhteler) celali oldular. Celali is>'anlannın genişlemesinin önemli bir sebebi de tüfeğin >^\^gınlaşmasıdır. Osmanlı tarihlerinde “tüfeng eşkiya ehne düşüp, Celaliliğin meydana gelmesine \*e memleket ihtilalinle sebep oldu” ifadeleri sik sık geçer.
Bu isyanlar yalmz Osmanh’ya mahsus değildir. X\l. >’üz>nl sonlannda Avrupa’mn birçok yerinde geleneksel düzenin ve ekonomik yapının bozulmasıyla bu tür isyanlar görülmüştür. Aynca dün\^ ikliminde meydana gelen değişiklikler, uzun süreli kurakhklar yaşanması bu isyanlann çıkmasında önemli rol oynamıştır.
Soru 4: Celali isyanları nasıl bastırıldı?
Safevi hükümdan Şah Abbas’m Osmanhlar’ı mağlup edip. Doğu Anadolu kapdanna dayanması celali isyanlanm iyice artırmıştı. Celali isyanlannm en önemlileri Orta Anadolu’da Kalenderoğlu, Suriye’de Canbolatoğlu ayaklan-malanydı. Ancak 1608 yazında Kuyucu Murad Paşa liderliğindeki büyük bir orduyla celali isyanları sona erdirildi. Kuyucu Murad Paşa’mn eşkiya takibi ve sonrasında celali bakiyelerini temizlemek için yaptığı teftişler esnasında binlerce insan celali oldukları gerekçesiyle öldürüldü.
Celalilerin aralarında bir birliğin olmaması, halkm kendilerine düşman olması ve meydan savaşlarında Osmanlı ordularına karşı koyacak durumda olmadıklan için yenilmişlerdi.
Osmanlı yönetimi celalileri ya kuvvet kullanarak ya da makam, mevki vererek ortadan kaldırma yoluna gitmiştir. Bazı Türk tarihçileri, Osmanlılar’m eşkıyaları affedip, devlet kadcîmelerinde görev vermesini acizlik olarak >'o-rumlarken, Karen Barkey isimli bir Amerikalı sosyologun lüansa ile (\smanli Irnj^aratorlıığn’MM mııkayf^se eclerf*k yajılığı in(‘(d(*nu'de eşkiyaların aHınm
olanları İstanbul’a, Rumeli’ye ve Kırım’a göçtiıler. Halkın yeıini .yrdunu terketmesi “celây-ı vatan”, “terk-i diyar” ifadeleriyle isimlendirilmiştir, ^adolu halkmın büyük kitleler hâlmde yerlerini terketmeleri 1603-1610 yıllan ^pasında 7 yü sürdü ve bu kanşıklık dönemi resmî kayıtlarda “büyük kaçgun” ‘türiik firar” adlarıyla anıldı.
Celalüerin yanı sıra halkın yerini terketmesinin önemli bir sebebi de “ehl-i 5ıf’ adı verilen taşra yöneticilerinin zulümleriydi. Mahalli yöneticüer zaman 2anıan kanunlarda bulunmayan vergileri halktan talep etmişlerdir. Merkezi otoritenin sai’südığı dönemlerde mahalli yöneticiler, halktan kanunsuz olarak “nalbaha”, “selamlık”, “aylık”, “cerime”, “pişkeş” gibi adlar altmda vergi topladılar. Devletin, ahalinin şikâyetleri üzerine bu uygulamaları sona erdirmek için adaletnâme adı verilen fermanlarla, bu işleri yapanları idamla tehdit etmesine rağmen, mahalli yöneticilerin bu suistimalleri sona ermedi. Mahalli yöneticileri bu tür yollara sevk eden sadece daha fazla gelir elde etme isteği değildi. XVI. jüzyılm ikinci yansmdan itibaren devlet görevlüerinden caize, avaid, pişkeş gibi adlarla alınan resmî vergilerinin miktarları ve sayüan artmıştı. Bir kısım yöneticiler devletin onlardan aldığı dolaylı makam vergilerini (caize, avaid, bohça) ödeyebilmek için bu yola başvurmak zorunda kalmışlardı. Bu uygulamalar da celafiler yüzünden perişam olan halkı iyice ezdi.
Vergi düzeni bozulduğu için arazilerin boş kalmasını önleyici tedbirler alınmaya çalışıldı. Yerlerini terkeden ahalinin tekrar eski topraklanna dön-dürühnesine çalışddı. Vergi muafiyetleri sağlandı, çeşitli teşvikler verildi. Bu iş için memurlar görevlendirildi.
Soru 7: Halk celaliler karşısında ne yaptı?
Yukarıda bahsettiğimiz gibi halkın çoğunluğu malını ve C2imm kurteır-mak için göç etme yolunu seçmişti. Göç etmeyen halk kaleye sahip bir yerde oturuyorsa buralarda kendisini savunmaya çalıştı. Savunma düzeni olmayan yerlerde oturanlar \so, kabî ve palangalar inşa ederek kendilerini konıdular. Bir kısmı dağlara sığınriı, eşyalarım v(*. yiyeceklerini sakladılar. Kendilerini müdafaa etmek için silahlandılaı. Ahudl i Cc'idliı/ûn adlı estu tit* halkın çillini fpjbiiğumı flağıh|>, r>kü/.uiMİ salıj) at ';alın aldığı, sahan yeriıu' lüli'k knllaıuna\a başladığı İK'liılılir
Halk de/lıt yrınetiininrln i h ıl leiMM e|< de ( ekililere Karsı lvo\ nı.iN.l çalıştı İrnparaloı lıığu » cl.ıli k.n ısıl* lık larıımı aı İması ıı/eı ine lıi \e şebn lı
paşa tarafından zorlukla bastırıldı. Köprülü Mehmed Paşa tarafından teftişle .rörevleııdirilen Müfettiş İsmail Paşa yakaladığı celalileri öldürdü. Her yerde Jyfek arandı ve binlercesine el kondu.
İkinci Viyana Kuşatması’mn ardmdan ı6 yıl süren harpler sırasmda düzen tekrar bozulduğu ve bölge idarecileri askerleriyle beraber savaş sahralarında bulundııklan için celalüer tekrar sahneye çıktılarsa da asrın başındaki kadar tehlikeli olmamışlardır.
Soru lo: Celalüer nasü örgiitienmişlerdi?
Küçük celali gruplan büyük kalabalıklar hâline süratle gelebiliyorlardı.
Bir lider etrafinda toplanabümek varlıklannı devam ettirebümenin en önemli voluydu. Ancak şuursuz kalabalıklar çabucak bir lider etrafmda toplanabildikleri gibi, kısa sürede bu birliklerini kaybedebüiyorlardı. Karayazıcı gibi askeri yetenekleri olan birisinin etrafmda toplandıklannda oldukça tehlikeli olmuşlardır.
Celalüer kendi aralarmda, bölük esasma göre örgütlenmişlerdi. Her bölüğün bir zorbabaşısı ve bayrağı olurdu. Bayraklarda zorba başımn adı yazüıydı. Celalüer arasmda “yalancı kapıkuUan” adı verilen bölükler de vardı. Bunlar kapıkulu ocağmdan uzaklaştınlan levendler ve taşra yöneticüerinin yarımdaki devriye bölüğü mensuplanydı.
Celalüer halk arasında garip isimlerle şöhret bulmuşlardır. Ağaçtan Piri, Gün Uğrusu, Baldın Kısa, Tannbilmez, Dağlar Delisi, Kabre Sığmaz, Kâfir Murad, Deli İlahi, Yularkıstı, Kilindir Uğrusu, Domuzoğlan, Şekloz Ahmed, Kekeç xMehmed gibi isimler taşıyorlardı.
OSMANLI İAIP*\RATORLUĞU^XN X\ai. YÜZYIL BLYİR.\NI
Soru ı: XVI. yüzyıl sonlarındaki siyasi gelişmeler nasıldı?
OsmanlI İmparatorluğu, X\l. \iiz\Thn sonlannda daha önce larihvndo yaşamadığı uzun süreli iki savaşa arka arka\*a girdi. i5'^-i590 \illan arasında İraııSafevi Devleti ile 1593-1606 \illan arasında ise Auıslur\a ile savaşlı. Yıllarca süren bu iki savaştan da bir netice ahnamadı. .\ncak bu uzun ve >ı\ıralıcı savaşlar Osmanlı düzeni için tahrip edici etkiler \-apti ve büyük bir buhrana girmesinin de ana sebeplerinden oldu.
Soru 2: OsmanlI yazarları devletin içine düştüğü buhranı ne zamandan başlatırlar?
Osmanlı İmparatorluğunun, X\n. yüz>ılm sonlannda girdiği kargaşa ve buhran, o dönemde “tagayyür ve fesad” olarak nitelendirilmekteydi. Buhranm sebeplerini çözmeye çalışan Osmanlı yazarlan ilk belirtileri Kanunî döneminde bulmuşlardır. Ancak asıl problemlerin IIL Murad devrinde başladığım kabul ederler. En çok tekrarlanan hadise IIL Murad de\Tİndeki sünnet düğününde gösterileri beğenilen oyunculann Yeniçeri Ocağı’na kanunlara aykırı bir şeküde alınmalandır.
Soru 3: Islahat layihaJannj kimler yazdı?
iMfvlet düzenindeki aksaklıktan ve çözüm yollanın göstermek için çeşitli tjirvlet adamlan raporlar kaleme almışlardır. Bunlara genellikle İslahat layihası denilir. Aynca nasihatname veya siyasetname kitaplan olarak da bilinir.
iJtMei düzenindeki bu tür aksaklıklara dair ilk kitaplara XVI. yüzyılın baş-lann/Jan itibaren rastlarız. Şehzade Korkud’ım risalesi bu alandaki ilklerdendir. Bu yüzyılın en ünlü eseri Gelibolulu Mustafa Âli’nin Nushatü’s-Selatin’idir (Sultanlara Nasihatler). Aynca bu asırda Kitab u Mesâlihi’l-Müslimin ve .Menâfyri-Mü'minm (Mü-slümanlar’ın işleri ve Müminlerin çıkarlan) isimli ^rvrr de kaleme alınmıştır.
XVII.yüzyılda bu tür risaleler artar. En ünlüsü Koçi Bey’in IV. Murad ve Sultan İbrahim’e sunduğu risalelerdir. Bunun dışında yazan belli olmayan ydâh-ı Müstetab ve Hırzül-Mülûk (Hükümdarlann Tılsımı) isimli risaleler, 'Aıy'J’rıin liabnamesı, Haşan Kâh el-Akhisari’nin Usulül-Hikem fi Nizamil-klf'ffı l, Kâtip Çe/ebi'nin DiLsturül-Amel ü-Islahi’l-Halel’i devrin diğer önemli ;f-.laUai layihalarıdır.
StjTU 4: Islahat layiham yazarlarına göre Osmanlı İrrgKn'atorhjğu’rKİaki huhranm    nelerdi?
köy yumurtası sizin icin sundu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder